Sosyal Medya

Kürsü

PKK, FETÖ, DEAŞ’ın ülke içindeki siyasi ve silahlı tüm yapılanmalarının üstüne kara bulut gibi çökülecek

PKK, FETÖ, DEAŞ tüm saçaklanmalarıyla, tüm imkanlarıyla Türkiye’yi hedef alıyor. Bu üç terör örgütünden ikisi, doğrudan Batı’nın desteğine sahip; diğerinin ise Batı’yla ilişki durumu karışık.



DEAÅž’ın mevcut haline gelmesinde Irak’ın iÅŸgaliyle baÅŸlayan süreçte Batı’nın büyük sorumluluÄŸu var. DEAÅž’ın yayılmasına iliÅŸkin Türkiye’yi, bölge devletlerini vs. suçlayadursunlar; DEAÅž fenomeni özünde Batı’nın felaketlere yol açan askeri ve siyasi müdahaleleri ve/veya göz yummaları sebebiyle ortaya çıkmış, büyümüş ve mevcut haline gelmiÅŸtir. Ä°slam karşıtlıklarına malzeme etmek için kullandıkları indirgemelere bakmayın; DEAÅž temelde teolojik bir sorun deÄŸildir; DEAÅž siyasi bir sorundur. Teoloji DEAÅž tartışmasının sadece kapağıdır. Kullanışlı bir aparat olan “DEAÅž’la mücadele” sosuyla OrtadoÄŸu ve hatta Batı’daki Ä°slam’ın geleceÄŸi yeniden ÅŸekillendirilmektedir.

FETÖ net bir ÅŸekilde Batı istihbaratlarının aparatıdır. DoÄŸuÅŸu, yayılması ve operasyonları “Ä°zmir’deki küçük bir cami” indirgemelerine sığmayacak kadar doÄŸrudan istihbarat örgütleri yönlendirmesinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. BaÅŸta ABD istihbaratının bazı klikleri olmak üzere, birçok istihbarat yapılanması Türkiye ile hesabını FETÖ eliyle görmek istemiÅŸtir. Türkiye’ye DEAÅž’tan kat be kat büyük zararlar veren FETÖ’ye karşı Batı’nın sessiz kalması, Türkiye’nin yaÅŸadığı acıları görmezden gelmesi, FETÖ militanlarına arka çıkması, FETÖ ile mücadeleyi sekteye uÄŸratmak için siyasi ve ekonomik baskı uygulaması, ÅŸimdiye kadar FETÖ’ye yaptıkları yatırıma sahip çıkmak istemelerindendir.

PKK ise geçmiÅŸi FETÖ kadar eski ve Batı istihbaratlarıyla kucak kucaÄŸa olan bir örgüttür. Avrupa baÅŸkentlerinde PKK’lı olmak oldukça matah bir ÅŸeydir. Kağıt üzerinde terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK’nın Avrupa’da her türlü aktivitesi serbesttir. Ä°stedikleri zaman terör paçavralarıyla gösteri yapabilir, AP önünde terör çadırı kurabilir, para toplayabilir, uyuÅŸturucu satabilir, haraç toplayabilir, AB kurumlarında ÅŸeref konuÄŸu olarak ağırlanabilir ve meclislerde bilirkiÅŸi unvanıyla görüşlerini ifade edebilirler. Türk vatandaÅŸlarına saldırmaları, camileri kundaklamaları, dernekleri taÅŸlamaları da serbest. Kandil turistik bir mekan, teröristler gerilla, terör saldırıları ise “baÅŸarılı bir psikolojik operasyon”. Türkiye’de mukim Avrupalı gazetecilerin önemli bir kısmı PKK sempatizanı. Avrupalı bazı diplomatlar neredeyse HDP seçmeni.

Hal böyle olunca, Türkiye’deki terör saldırısının kim tarafından yapıldığına baÄŸlı olarak Batı’nın tavrı ve yaklaşımı deÄŸiÅŸiyor. DEAÅž ise barbarca bir saldırı ve terörle mücadelede Türkiye’nin arkasındayız açıklamaları; FETÖ veya PKK ise basitinden bir kınama ve itidal çaÄŸrıları geliyor. Terörle mücadelemize yöneltilen eleÅŸtiriler de artık mutada dönüştü. DEAÅž’la mücadele için Türkiye’ye destek açıklamaları yapanlar ki ne kadar yardımcı olduklarını da Fırat Kalkanı’nda gördük; neden FETÖ ve PKK terörüyle mücadelemize yardımcı olmayı lafta bile olsa teklif etmiyor?

Atılması gereken adımlar üç aÅŸağı beÅŸ yukarı belli: Batı’nın terörle mücadele eleÅŸtirileri kulak ardı edilecek; PKK, FETÖ, DEAÅž’ın ülke içindeki siyasi ve silahlı tüm yapılanmalarının üstüne kara bulut gibi çökülecek; vatandaÅŸ ve yabancı tüm destekçileri adalete teslim edilecek; üç terör örgütünün yurtdışındaki yapılanmalarına yönelik gayrinizami ve nizami mücadele yürütülecek; El-Bab kadar Afrin, Tel Ebyad ve Haseke de terörden temizlenecek; teröre arka çıkan ve silah yardımı yapan Batı ülkelerine karşı yasal süreçler baÅŸlatılacak. Halk tüm bu adımlara sonuna kadar destek çıkacaktır.

Ufuk UlutaÅŸ -AkÅŸam

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.